altınlı

listen to the pronunciation of altınlı
Türkçe - İngilizce
auriferous
containing gold
aurous
auric
altın
golden

The girl has golden hair. - Kızın altın saçı var.

Speech is silver, silence is golden. - Söz gümüşse, sükut altındır.

altın
{i} gold

They awarded her a gold metal for her achievement. - Başarısı için onu altın madalyayla ödüllendirdiler.

Idiot! She's not being honest when she says she loves you. Haven't you figured it out yet? She's just a gold digger. - Aptal! Seni sevdiğini söylediğinde dürüst olmuyor. Hâlâ anlamadın mı? O, tam bir altın arayıcısı.

altınlı maden damarı
reef
altın
aurum
altın
prospector

Tom is a gold prospector. - Tom bir altın arayıcısıdır.

altın
gold coin

The gold coin was much more valuable than was supposed. - Altın para düşünülenden çok daha değerliydi.

Tom found an ancient gold coin. - Tom eski bir altın sikke buldu.

altın
coins made of gold
altın
malleable precious yellow metal
altın
gold; gold coin; golden
altın
(Tabiat Doğa) (mineral, maden) gold
Türkçe - Türkçe
Adıyaman ilinde bir köprü
Altın
zer
Altın
(Osmanlı Dönemi) AYN
Altın
(Osmanlı Dönemi) NEHAR
Altın
ammi
Altın
(Osmanlı Dönemi) ZEHEB
Altın
(Osmanlı Dönemi) NUZAR
Altın
(Osmanlı Dönemi) BALİŞ
Altın
(Osmanlı Dönemi) NAZİR
Altın
kızıl
altın
Atom sayısı 79,atom ağırlığı 196,9 olan,1064 C'de eriyen, kolay işlenen, yüksek değerli,paslanmaz element
altın
Bu elementten yapılmış: "Müsteşar, pantolonunun arka cebinden altın tabakasını çıkarıp sigara veriyor."- M. Ş. Esendal
altın
Altından yapılmış
altın
Başarılı kimse
altın
Atom sayısı 79, atom ağırlığı 196,9 olan, 10640 C de eriyen, kolay işlenen, yüksek değerli, paslanmaz element (simgesi Au)
altın
Atom sayısı 79, atom ağırlığı 196,9 olan, 10640 C de eriyen, kolay işlenen, yüksek değerli, paslanmaz element, kısaltması Au
altın
Altından yapılmış sikke
altın
Altından yapılmış sikke. Üstün nitelikli, değerli
altın
Niteliği iyi olan, üstün nitelikte olan, değerli