algılanmamış

listen to the pronunciation of algılanmamış
Türkçe - İngilizce
unfelt
not felt
non-detect
unperceived
algıla
perceive

What matters is the way the public perceives you. - Önemli olan, kamuoyunun sizi nasıl algıladığıdır.

Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you. - Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır.

algıla
(Bilgisayar) detect

Our sensors did not detect anything unusual. - Sensörlerimiz olağandışı bir şey algılamadı.

The Laser Interferometer Space Antenna (LISA) is a space mission that will be able to detect gravitational waves. - Lazer enterferometre Uzay Anteni (LISA) yerçekimi dalgalarını algılayabilecek bir uzay görevidir.

algıla
{f} perceiving

It is not possible to conceive without perceiving. - algılama olmadan yaratmak imkansızdır.

algılanmamış