Dedikoduya çok düşkündür.
 - She is very fond of gossip.
Kız kardeşim müziğe düşkündür.
 - My sister is fond of music.
Tom'un Mary ile ilgili sevgi dolu anıları var.
 - Tom has fond memories of Mary.
Ann aşırı derecede çikolataya düşkün.
 - Ann is exceedingly fond of chocolate.
Hem babam hem de erkek kardeşim kumarı çok severler.
 - Both my father and my brother are fond of gambling.
O balık tutmayı sever.
 - He is fond of fishing.
Ben sinema meraklısıyım.
 - I am fond of the cinema.
Avusturalya yemeklerine çok meraklıyımdır.
 - I am fond of Australian food.
Kız kardeşim müziğe meraklıdır.
 - My sister is fond of music.
Avusturalya yemeklerine çok meraklıyımdır.
 - I am fond of Australian food.