advanced in years, aged, senior, elderly; old in having experience

listen to the pronunciation of advanced in years, aged, senior, elderly; old in having experience
İngilizce - Türkçe

advanced in years, aged, senior, elderly; old in having experience teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

older
{f} daha eski

Hangi kitap daha eskidir, bu mu yoksa şu mu? - Which book is older, this one or that one?

Tatoeba: Bizim sizden daha eski cümlelerimiz var. - Tatoeba: We've got sentences older than you.

older
(Bilgisayar) daha eskiler

Daha modern binalar daha eskilerden daha güvenlidir. - More modern buildings are safer than older ones.

older
{s} büyük

O benim erkek kardeşimden daha büyük görünüyor. - He looks older than my brother.

O benden üç yaş daha büyük. - She is three years older than I am.

older
eski

Hangi kitap daha eskidir, bu mu yoksa şu mu? - Which book is older, this one or that one?

Hangisi daha eskidir, bu kitap mı yoksa şu mu? - Which is older, this book or that one?

older
{s} daha yaşlı

O,şimdi daha yaşlı ve daha akıllıdır. - She is older and wiser now.

Annem babamdan daha yaşlı. - Mom is older than Dad.

İngilizce - İngilizce
{s} older
advanced in years, aged, senior, elderly; old in having experience