actively engaged in an assigned task, duty or occupation

listen to the pronunciation of actively engaged in an assigned task, duty or occupation
İngilizce - Türkçe

actively engaged in an assigned task, duty or occupation teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

on duty
(Fiili Deyim ) görev beşında , nöbette
on duty
nöbetçi

Polis o gün nöbetçiydi. - The policeman was on duty on that day.

on duty
nöbetçi olmak
on duty
iş başında
on duty
nöbette
on duty
görev başında

Görev başında sigara içmesen iyi olur. - You had better not smoke while on duty.

Polislerin görev başında içmelerine izin verilmez. - The police aren't allowed to drink on duty.

on duty
görevde

Bay Smith şimdi görevdedir. - Mr. Smith is now on duty.

Bu pazar görevde olacağım. - I'll be on duty this Sunday.

on duty
görevli

Güvenlik görevlisi gece boyunca görevdeydi. - The guard was on duty all night.

İsyan başladığında sadece görevli tek müdür vardı. - There was only one warden on duty when the riot started.

İngilizce - İngilizce
on duty
actively engaged in an assigned task, duty or occupation