Onlar yasayla bisiklet kaskı giymek zorunda kalma ihtimali ile karşı karşıyalar.
 - They now face the prospect of having to wear a cycling helmet by law.
Çok iç karartıcı bir ihtimal.
 - It's a depressing prospect.
Otelin güzel bir manzarası var.
 - The hotel has a good prospect.