O, balıklar hakkında o kadar şeyi nasıl öğrendi?
- How did she get to know so much about fish?
Tom yatak odasındaki akvaryumda yüzen tropik balıklara bakarak oturdu.
- Tom sat staring at the tropical fish swimming around in the aquarium in his bedroom.
Hoverkraftım yılanbalığı dolu.
- My hovercraft is full of eels.
Burada balık tutmak yasaktır.
- Fishing is prohibited here.
Hobilerim balık tutmak ve televizyon izlemektir.
- My hobbies are fishing and watching television.
Balık avlamak için göllere gidiyor musun?
- Do you go fishing on the lakes?
Tom'un yapmak istediği tek şey balık avlamaktır.
- Fishing is the only thing Tom wants to do.
Suda bir yılan balığı var.
- There is an eel in the water.
Geçen hafta yakaladığım yılan balığı hâlâ canlı.
- The eel I caught last week is still alive.