Beni istediğiniz zaman zili çalın.
- Ring the bell when you want me.
Zil öğle saatinde çalar.
- The bell rings at noon.
Tom uzaktaki tapınak çanını duydu.
- Tom heard the temple bell in the distance.
Kilise çanları çalıyor.
- The church bells are ringing.
O bir telefon görüşmesi bekliyor.
- He is waiting for a telephone call.
Japonya'ya bir telefon görüşmesi nasıl yapabilirim?
- How can I make a telephone call to Japan?