a set of circumstances causing a crisis; a juncture

İngilizce - Türkçe

a set of circumstances causing a crisis; a juncture teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
a set of: bir takım
Öncüleri bir takım engellerin üstesinden geldiler. - The pioneers overcame a set of obstacles.
a set of: set
Tom her zaman onun arabasındaki sandıkta bir set atlama kabloları saklar. - Tom always keeps a set of jumper cables in the trunk of his car.
conjuncture: buhran
conjuncture: konjonktür
conjuncture: kritik durum
conjuncture: Konjonktür: Bir ülkenin durumunu oluşturan öğelerin tümü
conjuncture: {i} kriz
conjuncture: {i} durum
conjuncture: {i} kritit durum
conjuncture: {i} şartlar
conjuncture: çeşitli olay veya işlerin bir araya gelmesi

İngilizce - İngilizce

a set of circumstances causing a crisis; a juncture teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı: conjuncture

a set of circumstances causing a crisis; a juncture

Heceleme

a SET of circumstances caus·ing a crisis; a junc·ture

Geçmiş

Favoriler