İngilizce - Türkçe
a politician who is running for public office teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- candidate
- {i} aday
Seçimi kazanmak adayın siyasi partisi için büyük bir zaferdi.
-Winning the election was a great victory for the candidate's political party.
İki aday ustalık için mücadele ediyorlar.
-The two candidates are struggling for mastery.
- candidate
- candidateship adaylık
- campaigner
- tecrübeli asker
- candidate
- sınava giren kimse
- nominee
- mümessil
- campaigner
- {i} mücâdele veren kimse
- campaigner
- kampanya yapan
- campaigner
- {i} kampanyaya katılan kimse
- campaigner
- {i} kampanyacı, kampanyaya katılan kimse
- candidate
- sınava giren/aday
- candidate
- {i} namzet
- candidate
- (Askeri) ADAY: Gönüllü (tayin, gönüllü asker kaydı, yedek subay hazırlık eğitimi teşkilatı v. b.) veya mecburi (celb v. b.) hizmet mükellefi olarak, askerlik durumu veya bir askerlik hizmeti programı yönünden incelenmekte olan kimse
- candidate
- namzetlik
- candidate
- adaylığımı koymak
- nominee
- {i} namzet
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
a politician who is running for public office teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- campaigner
- nominee
- candidate
a politician who is running for public office
Heceleme
a pol·i·ti·cian who I·s run·ning for pub·lic of·ficeTürkçe nasıl söylenir
ı pälıtîşın hu îz rʌnîng fôr pʌblîk ôfısTelaffuz
/ə ˌpäləˈtəsʜən ˈho͞o əz ˈrənəɴɢ ˈfôr ˈpəblək ˈôfəs/ /ə ˌpɑːləˈtɪʃən ˈhuː ɪz ˈrʌnɪŋ ˈfɔːr ˈpʌblɪk ˈɔːfəs/
Resimler
Favoriler