Tarla kır çiçekleriyle dolu.
- The field is full of wild flowers.
Araba tarlaya daldı ve bir süre sarsıldıktan sonra durma noktasına geldi.
- The car dove into the field and, after bumping along for a time, came to a halt.
Yaralı askerler savaş alanında bırakıldı.
- The wounded soldiers were left in the field.
Ana çalışma alanınız nedir?
- What's your major field of study?
O benim çalışma alanım değil.
- That is not my field of work.
Meralarda dolaşmayı severim.
- I like to roam about the fields.
Siyah insanlar pamuk tarlalarında çalışmak için zorlandılar.
- Black people were compelled to work in cotton fields.
Ana çalışma alanınız nedir?
- What's your major field of study?
Bilgisayarlar her yeri işgal etti.
- Computers have invaded every field.
Kate şimdi sahada çalışıyor.
- Kate is running in the field now.
Saha gezisini çok eğitici buldum.
- I found the field trip very educational.
Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var.
- I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen.
Ben bir parça bagaj satın aldım.
- I bought a piece of baggage.