a picture, likeness, diagram or representation, usually drawn on paper

listen to the pronunciation of a picture, likeness, diagram or representation, usually drawn on paper
İngilizce - Türkçe

a picture, likeness, diagram or representation, usually drawn on paper teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

drawing
{i} çizme

Tom Mary'nin resim çizmesini izledi. - Tom watched Mary drawing a picture.

91 yaşında kadar Picasso resim çizmeye devam etti. - Picasso kept drawing pictures until he was 91 years old.

drawing
{i} çekme

Sami dikkat çekmeyi severdi. - Sami liked drawing attention.

İlgiyi kendine çekmek istiyorsun. - You're drawing attention to yourself.

drawing
çizerek

Figürler çizerek kendi kendine eğlendi. - He amused himself by drawing figures.

Kız süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor. - The girl spends hours drawing superhero stories.

drawing
(Ticaret) poliçe çekme
drawing
haddeden geçirme
drawing
çekim
drawing
şema
drawing
tersim
drawing
plan

Yeni bir ticaret bölgesi için planlar henüz çalışma aşamasında. - Plans for a new trade zone are still on the drawing board.

drawing
{f} çiz

O, bir resim çiziyor. - She is drawing a picture.

Çizim odasında bekleyen bazı misafirler vardı. - There were some guests waiting in the drawing room.

drawing
resim çizme sanatı
drawing
{i} piyango, çekiliş
drawing
(Mukavele) çizim, plan
drawing
çizme sanatı
drawing
{i} eskiz
drawing
{i} çizgi

Kız süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor. - The girl spends hours drawing superhero comics.

Kız süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor. - The girl spends hours drawing superhero stories.

drawing
(İnşaat) çizim, çekme
drawing
(isim) çizim, çizme, resim, eskiz, resim taslağı, taslak, çizgi, çekme
drawing
drawing card ilgi çekici kimse veya program
İngilizce - İngilizce
drawing
a picture, likeness, diagram or representation, usually drawn on paper