a person who belongs to the sex that can have babies

listen to the pronunciation of a person who belongs to the sex that can have babies
İngilizce - Türkçe

a person who belongs to the sex that can have babies teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

female
dişi

Ne Musevi, ne de musevi olmayan, ne köle ne de özgür vardır, ne erkek ne de dişi vardır, zira Mesih İsa'da hepiniz birsiniz. - There is neither Jew nor Gentile, neither slave nor free, nor is there male and female, for you are all one in Christ Jesus.

Üç tane köpeğim var; birisi erkek, diğerleri dişi. - I have three dogs; one is male and the others are female.

female
kadın

O ilk Japon kadın astronot olacak. - She will be the first female Japanese astronaut.

Bu çalışmadaki hastalar, 30 erkek ve 25 kadından oluşmaktadır. - The patients in this study consisted of 30 males and 25 females.

female
dişi fiş
female
(Tıp) kadın cinsine mahsus
female
dişilere ilişkin
female
{s} dişil

Tavus kuşunun güzel kuyruğu dişilerin ilgisini çekmeye yardım eder. - The peacock's beautiful tail helps it attract females.

Sıcak havalarda sadece erkek yavru doğuran timsahın da doğuracak dişiler olmayacağı için nesli tükenebilir. - The crocodile, which produces only male young in hotter weather, might die out too because there will be no females to breed.

female
s., i. dişi
female
dişi hayvan veya bitki
female
dişi dişil kadın cinsine mahsus
female
{s} kadınlara ait
female
{i} kız

O kız öğrenci Amerikalıdır. - That female student is American.

1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı. - Since 1990, eleven female students received the award.

female
{i} dişi canlı
İngilizce - İngilizce
female
a person who belongs to the sex that can have babies

    Heceleme

    a per·son who belongs to the sex that Can have babies

    Türkçe nasıl söylenir

    ı pırsın hu bîlôngz tı dhi seks dhıt kın häv beybiz

    Telaffuz

    /ə ˈpərsən ˈho͞o bəˈlôɴɢz tə ᴛʜē ˈseks ᴛʜət kən ˈhav ˈbābēz/ /ə ˈpɜrsən ˈhuː bɪˈlɔːŋz tə ðiː ˈsɛks ðət kən ˈhæv ˈbeɪbiːz/