İngilizce - Türkçe
a marketing technique using free advertising outlets such as press releases teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- publicity
- {i} reklâm
Bu şimdiye kadar gördüğüm en büyük reklam kampanyası.
-This is the biggest publicity stunt I've ever seen.
O sadece ucuz bir reklam kampanyası.
-That's just a cheap publicity stunt.
- publicity
- (Ticaret) saydamlık
- publicity
- (Ticaret) tutundurma
- publicity
- halkın dikkati
- publicity
- reklam
Bu şimdiye kadar gördüğüm en büyük reklam kampanyası.
-This is the biggest publicity stunt I've ever seen.
O sadece ucuz bir reklam kampanyası.
-That's just a cheap publicity stunt.
- publicity
- {i} tanıtım, reklam; ilan
- publicity
- alenilik
- publicity
- {i} tanıtma
- publicity
- herkes tarafından bilinme
- publicity
- {i} umuma açık olma
- publicity
- {i} tanınma
- publicity
- (isim) tanıtım, tanıtma, reklâm, propaganda, açıklık, tanınma, şöhret
- publicity
- reklam/ilgi
- publicity
- {i} şöhret
Tom'un şöhretten nefret ettiğini duydum.
-I heard Tom hates publicity.
- publicity
- {i} açıklık
- publicity
- {i} propaganda
- publicity
- ilan etme
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
a marketing technique using free advertising outlets such as press releases teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- publicity
a marketing technique using free advertising outlets such as press releases
Heceleme
a mar·ket·ing tech·nique us·ing free ad·ver·tis·ing outlets such as Press releasesTürkçe nasıl söylenir
ı märkıtîng teknik yuzîng fri ädvırtayzîng autlets sʌç äz pres rîlisîzTelaffuz
/ə ˈmärkətəɴɢ tekˈnēk ˈyo͞ozəɴɢ ˈfrē ˈadvərˌtīzəɴɢ ˈoutˌlets ˈsəʧ ˈaz ˈpres rəˈlēsəz/ /ə ˈmɑːrkətɪŋ tɛkˈniːk ˈjuːzɪŋ ˈfriː ˈædvɜrˌtaɪzɪŋ ˈaʊtˌlɛts ˈsʌʧ ˈæz ˈprɛs rɪˈliːsɪz/
Resimler
Favoriler