Tom'un kalbini kırmak istemediğini biliyorum.
 - I know you don't want to hurt Tom.
Biz onların kalbini kırmak istemiyorduk.
 - We didn't mean to hurt them.
O yaralı! Ambulans çağır!
 - He's hurt! Call an ambulance!
Tom'un yaralı olduğunu anlıyorum.
 - I understand that Tom is hurt.
Onun duygularını kırmak istemiyorum.
 - I don't want to hurt her feelings.
Biz onun kalbini kırmak istemiyorduk.
 - We didn't mean to hurt him.
A coconut has a very thick husk.
His attorney was a dried up husk of a man, ready for the grave, with one foot already inside and another on a banana peel.