a determination of fact by a judicial officer or jury

listen to the pronunciation of a determination of fact by a judicial officer or jury
İngilizce - Türkçe

a determination of fact by a judicial officer or jury teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

finding
bularak
finding
kalıntı
finding
keşfedilmiş şey
finding
bulunmuş
finding
(Bilgisayar) bulunuyor
finding
(Bilgisayar) aranıyor
finding
{f} bul

İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım. - I had great difficulty in finding my ticket at the station.

Onun bürosunu bulmak kolaydı. - Finding her office was easy.

finding
{i} bulgu

Bu önemli bir bulgudur. - This is a significant finding.

Çoğu bilim adamı, onun bulgusunun birazını düşünür. - Most scientists think little of his finding.

finding
{i} keşif
finding
{i} bulunmuş/keşfedilmiş şey
finding
{i} bulma

Onun bürosunu bulmak kolaydı. - Finding her office was easy.

Onun bürosunu bulmak kolaydı. - Finding his office was easy.

finding
{i} karar

Hangisini alacağıma karar vermeyi zor buluyorum. - I'm finding it difficult deciding on which one to buy.

Hangisini alacağımıza karar vermeyi zor buluyoruz. - We're finding it difficult deciding on which one to buy.

finding
{i} huk. (jürinin verdiği) karar
finding
{i} sonuç
finding
{i} buluş
İngilizce - İngilizce
finding
a determination of fact by a judicial officer or jury

    Heceleme

    a de·ter·mi·na·tion of fact by a ju·di·cial of·fic·er or ju·ry

    Türkçe nasıl söylenir

    ı dîtırmıneyşın ıv fäkt bay ı cudîşıl ôfısır ır cûri

    Telaffuz

    /ə dəˌtərməˈnāsʜən əv ˈfakt ˈbī ə ʤo͞oˈdəsʜəl ˈôfəsər ər ˈʤo͝orē/ /ə dɪˌtɜrməˈneɪʃən əv ˈfækt ˈbaɪ ə ʤuːˈdɪʃəl ˈɔːfəsɜr ɜr ˈʤʊriː/