Korkunç sahne onu korku içinde titretti.
 - The terrible scene made him tremble in fear.
Sahneyi ağır çekimde görmek istiyorum.
 - I want to see the scene in slow motion.
Olay yerinde bulunduğuna dair ona karşı herhangi bir kanıt yoktu.
 - There was no evidence against him found at the scene.
Bir kalabalık olay yerinde toplandı.
 - A crowd gathered at the scene.
Manzaradan derinden etkilendim.
 - I was deeply impressed by the scenery.
Araba kazası olay yeri korkunç bir manzaraydı.
 - The scene of the car accident was a horrifying sight.
Sami, Leyla'nın düğününde bir rezalete neden oldu.
 - Sami caused a scene at Layla's wedding.
Herkesin önünde rezalet çıkarmayın.
 - Don't make a scene in public.
Bu heyecanlandırıcı bir sahne.
 - That's a heartwarming scene.
Olay yerini detaylı olarak tanımladı.
 - She described the scene in detail.
Araba kazası olay yeri korkunç bir manzaraydı.
 - The scene of the car accident was a horrifying sight.
Gerçekten sahne dekorunda bir değişiklik kullanabilirim.
 - I could really use a change in scenery!
Bir sahne dekoru değişikliğinin bizi iyi yapabileceğini düşündüm.
 - I figured a change of scenery might do us good.
Bir sahne dekoru değişikliğinin bizi iyi yapabileceğini düşündüm.
 - I figured a change of scenery might do us good.
Gerçekten sahne dekorunda bir değişiklik kullanabilirim.
 - I could really use a change in scenery!