We're a bunch of old-schoolers.
The pupils listened eagerly during his speech.
- Onun konuşması sırasında öğrenciler istekli olarak dinlediler.
The pupil was half asleep in class.
- Öğrenci sınıfta uyukluyordu.
Few students know how to read Latin.
- Latince'nin nasıl okunacağını çok az öğrenci bilir.
Are you a teacher or a student here?
- Siz burada bir öğretmen misiniz yoksa bir öğrenci misiniz?
Students should develop their reading skills.
- Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler.
The students' lunch period is from twelve to one.
- Öğrencilerin öğlen yemeği zamanı saat on ikiden saat bire kadardır.
Educators should respect learners' mother tongue.
- Eğitimciler öğrencilerin ana diline saygı göstermeliler.
Tom was teased at school because he was a slow learner.
- Tom yavaş bir öğrenci olduğu için okulda alay edildi.
This student isn't rich, he won a scholarship to study abroad.
- Bu öğrenci zengin değil, o yurtdışında eğitim için bir burs kazandı.
This summer, no scholarships were awarded to students who received one last year.
- Burslar artık geçen yıl olduğu gibi bu yaz aynı öğrencilere verilmedi.
Today schoolboys are more naughty than earlier.
- Bugünkü erkek öğrenciler daha öncekilerden daha yaramazdırlar.
Tom was as excited as a schoolboy.
- Tom bir öğrenci gibi heyecanlıydı.
Tom giggled like a schoolgirl.
- Tom bir kız öğrenci gibi kıkırdadı.
The court ruled that Muslim schoolgirls could not be exempted from swimming lessons.
- Mahkeme, Müslüman öğrencilerin yüzme derslerinden muaf olamayacağına karar verdi.
Tom is a graduate student.
- Tom master öğrencisi.
Tom was class president when he was a senior.
- Tom, son sınıf öğrencisi iken sınıf başkanıydı.
He is now a senior at Harvard.
- O, Harvard'da son sınıf öğrencisi.
She's a second grader.
- O ikinci sınıf öğrencisi.
I'm an eighth grader.
- Ben bir sekizinci sınıf öğrencisiyim.
Tom was a medical student.
- Tom bir tıp öğrencisiydi.
More than 200 medical students watched the dissection.
- Diseksiyonu 200'den fazla tıp öğrencisi izledi.
He is an undergraduate in the law department.
- O, hukuk bölümünde bir üniversite öğrencisidir.
Talebe 256'nın karekökü on altıdır diye cevapladı.
- Öğrenci 256'nın karekökü on altıdır diye yanıtladı.
Toplam olarak takribî bin talebe var.
- Toplam olarak yaklaşık bin öğrenci var.