karşılaştırılmak

listen to the pronunciation of karşılaştırılmak
Turkish - English
compare
to be compared
to be brought face to face
karşılaş
{f} encountered

Tom claims to have encountered supernatural creatures in that wood. - Tom o ormanda doğaüstü yaratıklarla karşılaştığını iddia ediyor.

We haven't encountered any new problems. - Yeni bir sorunla karşılaşmadık.

karşılaş
{f} encountering
karşılaş
{f} encounter

Insurance makes us remember that the world we live in isn't completely safe; we might fall ill, face danger or encounter the unexpected. - Sigorta bize içinde yaşadığımız dünyanın tamamen güvenli olmadığını hatırlatıyor; biz hastalanabiliriz ya da beklenmedik şeylerle karşılaşabiliriz.

That was our first encounter. - Bu bizim ilk karşılaşmamızdı.

karşılaş
meet with

Your proposal will meet with significant resistance. - Öneriniz önemli dirençle karşılaşacaktır.

Didn't your mother teach you anything? When you meet with scary people always protect your wallet and your arsehole! - Annen sana bir şey öğretmedi mi? Korkunç biriyle karşılaştığında cüzdanını koru ve kıçını!

karşılaş
come up

You're going to come up against fierce competition. - Sıkı bir rekabetle karşılaşacaksın.

Turkish - Turkish
Karşılaştırma işi yapılmak
karşılaştırılma
Karşılaştırılmak işi
karşılaştırılmak
Favorites