karşılaştırılmak

listen to the pronunciation of karşılaştırılmak
Türkçe - İngilizce
compare
to be compared
to be brought face to face
karşılaş
{f} encountered

Never in his life had he encountered such a dilemma. - Hayatında hiç böyle bir ikilem ile karşılaşmamıştı.

We haven't encountered any new problems. - Yeni bir sorunla karşılaşmadık.

karşılaş
{f} encountering
karşılaş
{f} encounter

Never in his life had he encountered such a dilemma. - Hayatında hiç böyle bir ikilem ile karşılaşmamıştı.

Insurance makes us remember that the world we live in isn't completely safe; we might fall ill, face danger or encounter the unexpected. - Sigorta bize içinde yaşadığımız dünyanın tamamen güvenli olmadığını hatırlatıyor; biz hastalanabiliriz ya da beklenmedik şeylerle karşılaşabiliriz.

karşılaş
meet with

Your proposal will meet with significant resistance. - Öneriniz önemli dirençle karşılaşacaktır.

Didn't your mother teach you anything? When you meet with scary people always protect your wallet and your arsehole! - Annen sana bir şey öğretmedi mi? Korkunç biriyle karşılaştığında cüzdanını koru ve kıçını!

karşılaş
come up

You're going to come up against fierce competition. - Sıkı bir rekabetle karşılaşacaksın.

Türkçe - Türkçe
Karşılaştırma işi yapılmak
karşılaştırılma
Karşılaştırılmak işi
karşılaştırılmak