a flip with a half twist

listen to the pronunciation of a flip with a half twist
Englisch - Türkisch

Definition von a flip with a half twist im Englisch Türkisch wörterbuch

half
ara

Araba ile oraya ulaşmak benim bir buçuk saatimi aldı. - It took me an hour and a half to get there by car.

Tom Mary'nin arabasının torpido gözünde yarısı yenmiş bir hamburger fark etti. - Tom noticed a half-eaten hamburger on the dashboard of Mary's car.

half
(pul/içecek/bilet/vb.) yarım
half
buçuk

Tom sekiz buçuk yıl önce ailesiyle birlikte Japonya'ya geldi. - Tom came to Japan eight and a half years ago with his parents.

Araba ile oraya ulaşmak benim bir buçuk saatimi aldı. - It took me an hour and a half to get there by car.

half
yarı

Lütfen yarım saat bekle. - Please wait half an hour.

Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı. - He began his meal by drinking half a glass of ale.

half
{i} yarım

Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı. - He began his meal by drinking half a glass of ale.

Yarım saat koşmaya devam etti. - He run on for half an hour.

half
yarımhalf brother üvey erkek karde
half
yarı yarıya

Bu kitabın fiyatı yarı yarıya düşürüldü. - The price of this book has been reduced by half.

Tom kağıt parçasını yarı yarıya katladı. - Tom folded the piece of paper in half.

half
kısmen

Tom sadece kısmen şaka yapıyordu. - Tom was only half joking.

half
{i} yarım, yarı: Two halves make a whole. İki yarım bir bütün eder. half an apple yarım elma. Half the students have come
half
yarım buçuk yarı
half
{i} devre

Bu araba, motor silindirlerinin yarısını devre dışı bırakabilir. - This car can deactivate half of its engine's cylinders.

half
{ç} halves (hävz)
half
(zarf) yarı, yarı yarıya, hemen hemen, neredeyse
half
{i} yarı saha
half
hemen hemen
Englisch - Englisch
half
a flip with a half twist

    Türkische aussprache

    ı flîp wîdh ı häf twîst

    Aussprache

    /ə ˈfləp wəᴛʜ ə ˈhaf ˈtwəst/ /ə ˈflɪp wɪð ə ˈhæf ˈtwɪst/
Favoriten