backup file

listen to the pronunciation of backup file
İngilizce - Türkçe
(Bilgisayar) dosya yedekle
yedekleme kütüğü
yedek dosya
yedekleme dosyası
güvenlik kütüğü
old
{s} bayat

Bu ekmek ne kadar bayat? - How old is this bread?

Bu bayat ekmek bir kaya kadar sert. - This old bread is as hard as a rock.

backup files
(Bilgisayar) dosyaları yedekle
old
kartaloş
old
kartaloz
old
önceki
old
pişkin
old
eski

Futbol eski bir oyundur. - Soccer is an old game.

Futbol eski bir oyundur. - Football is an old game.

old
yaşında
old
{s} ihtiyar

O, ihtiyarlığı reddediyor. - He refuses to accept his old age.

O büyük, ihtiyar meşe ağacının dibinde çimlere uzanıp, gövdesine adlarımızın baş harflerini kazıyacağım. - I'm going to lay you down in the green grass underneath that big old oak tree and then carve our initials into its trunk.

autosave backup file
otomatik kaydetme yedek dosyası
old
{s} deneyimli, tecrübeli
old
yaşlılık

Bir bebek olarak dört ayak üzerinde emekler, sonra iki bacak üstünde yürümeyi öğrenir, sonunda yaşlılıkta bir değneye ihtiyacı olur. - It crawls on all fours as a baby, then learns to walk on two legs, and finally needs a cane in old age.

O, geçen yıl yaşlılıktan öldü. - He died last year of old age.

old
old age ihtiyarlık
old
{s} harika

On yaşındayken, ne zaman on altı yaşımda olacağımı, hayatımın harika olacağını düşünürdüm. - When I was 10 years old, I thought that when I would be 16, my life would be cool.

Eski güzel günler ne kadar harikaydı. - How wonderful were the good old days.

old
{s} kart

Afet bölgesine gönderilmek üzere hazır eski giysiler ile dolu üç yüz karton kutu vardı. - There were three hundred cardboard boxes filled with old clothes ready to be sent to the disaster area.

Tom oyuncak ayıları, kartpostal ve pulları, eski paraları, taş ve mineralleri, trafik plakaları ve jant kapaklarını yani kısacası hemen hemen her şeyi toplar. - Tom collects teddy bears, postcards and stamps, old coins, stones and minerals, number plates and hubcaps - in short: almost everything.

old
{s} modası geçmiş
old
meleke sahibi
old
dili sevgili
old
{s} yaşlı, ihtiyar
old
the old country göçmenin eski
old
aşınmış
old
(Tıp) İhtiyar, yaşlı
İngilizce - İngilizce
(computer science) a computer file dedicated to storing and updating computer backups
reserve computer file, duplicate computer file created as a reserve in case of loss of the original
bak
old
backup file

    Heceleme

    back·up file

    Türkçe nasıl söylenir

    bäkʌp fayl

    Telaffuz

    /ˈbakˌəp ˈfīl/ /ˈbækˌʌp ˈfaɪl/