tanı

listen to the pronunciation of tanı
التركية - الإنجليزية
{i} diagnosis
diagnosis teşhis
diagnostic

The sphygmomanometer is an important diagnostic instrument. - Tansiyon ölçme aleti önemli bir tanı aracıdır.

identification
direct
(Bilgisayar) identify

You can easily identify Tom because he is very tall. - Tom'u kolaylıkla tanıyabilirsin çünkü o çok uzun.

Some people identify success with having much money. - Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.

recognise

Remember me? No. Well, well. I'm surprised you don't recognise me! Are we supposed to? - Beni hatırlıyor musun? Hayır. Hayret. Beni tanımamana şaşırdım! Tanımamız gerekiyor mu?

Do you recognise the person in this picture? - Bu fotoğraftaki adamı tanıyor musun?

{f} recognized

Everyone recognized him as a brilliant pianist. - Herkes onu görkemli bir piyanist olarak tanıdı.

Having seen him in the picture, I recognized him at once. - Resimde gördükten sonra, onu derhal tanıdım.

tanı koymak
Diagnose
tahmini tanı
(Tıp) presumptive identification
deniz tanı
(Astronomi) nautical twilight
erken tanı
(Tıp) early detection
erken tanı
early diagnosis
klinik tanı
(Tıp) clinical diagnosis
ön tanı
early diagnosis
ön tanı
Prediagnosis
Savunma Bakanlığı tanı kodu
(Askeri) Department of Defense identification code
elektro tanı
(Tıp) electrodiagnosis
karşılıklı tanı ma
(Hukuk) (n) mutual recognition
sabah alacakaranlık başlangıcı, sabah deniz tanı başlangıcı
(Askeri) begin morning civil twilight
sabah alacakaranlık başlangıcı, sabah deniz tanı başlangıcı
(Askeri) begin morning nautical twilight
televizyonla tanı
telediagnosis
التركية - التركية
Bir hastalığı tanıma işi, teşhis
tanı
المفضلات