Tom bu sabah geç bir başlangıç yaptı.
- Tom got a late start this morning.
Sürücüler başlangıç çizgisindeler ve gitmek için çok istekliler.
- The drivers are at the starting line and raring to go!
Tom bugün bir kavga başlatmak için buraya geldi.
- Tom came here today looking to start a fight.
Tom kesinlikle bir döğüşü başlatmak istiyor gibi görünüyor.
- Tom certainly looks like he wants to start a fight.
Ne yaparsan yap,doğru adımla başlamak kaçınılmazdır.
- Whatever you're doing, starting off on the right foot is essential.
Çok uzun bir tatil birini tekrar işe başlamak için isteksiz yapar.
- Too long a holiday makes one reluctant to start work again.
Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.
- I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
Tom yemeği masaya koydu ve herkese yemeye başlamasını söyledi.
- Tom put the food on the table and told everyone to start eating.
Ne zaman yola çıkmak için hazırlanmaya başlayacaksın?
- When will you start getting ready to leave?
Fransızca öğrenmeye başlamak istiyorum. Çalışmak için bana biraz malzeme tavsiye edebilir misin?
- I want to start learning French. Can you recommend me any materials to study with?
Tom otuzuna kadar Fransızca çalışmaya başlamadı.
- Tom didn't start to study French until he was thirty.
Tom Mary ile çalışmaya başladığından beri üç yıl oldu.
- It's been three years since Tom started working for Mary.
Onlar kalkış sinyalini bekliyorlardı.
- They were waiting for the signal to start.
Tom piyano başına oturdu ve çalmaya başladı.
- Tom sat down at the piano and started playing.
Tom otuzların başında kel olmaya başladı.
- Tom started going bald in his early thirties.
Kaba kuvvet kullanırsan savaş başlatırsın.
- Act too forcefully and you'll start a war.
Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
- Shall we start the meeting now?
Otobüs hareket etmek üzere idi.
- The bus was about to start.
Biz altıda orada olacaksak, şimdi hareket etmek zorundayız.
- If we are to be there at six, we will have to start now.
Eve ilk varan akşam yemeğini pişirmeye başlar.
- Whoever gets home first starts cooking the supper.
Oyuna ilk kez başlarken oyunu yapılandırma seçeneklerini ayarlayabilirsiniz.
- You can adjust game configuration options when starting the game for the first time.
Makineyi çalıştırmak için bu butona basın.
- Press this button to start the machine.
Arabamı çalıştırmak için atlamam gerekiyor.
- I need to jump start my car.
Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
- Tom started bouncing up and down on the bed.
Çocuklar kanapenin üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
- The children started bouncing up and down on the couch.
Bir avans almak istiyorum.
- I'd like to get a head start.
Tom beni daha avantajlı başlattı.
- Tom gave me a head start.
Onunla bir aile kurmak istedim.
- She wanted to start a family with him.
Ben bir aile kurmak istiyorum.
- I want to start a family.
Tom kesinlikle bir döğüşü başlatmak istiyor gibi görünüyor.
- Tom certainly looks like he wants to start a fight.
Tom bugün bir kavga başlatmak için buraya geldi.
- Tom came here today looking to start a fight.
Tom otuzuna kadar Fransızca çalışmaya başlamadı.
- Tom didn't start to study French until he was thirty.
Yakında sınıfı başlatmak için çalışacağız.
- We'll attempt to start the class soon.
Ne zaman yola çıkmak için hazırlanmaya başlayacaksın?
- When will you start getting ready to leave?
Seni ürkütmek istemedim.
- I didn't mean to startle you.
Onun, Paris'e hareket ettiği gün yağmurlu idi.
- The day she started for Paris was rainy.
İstasyona varmadan önce tren hareket etti.
- The train started before we got to the station.
we could, with the greatest ease as well as clearness, see all objects (ourselves unseen) only by applying our eyes close to the crevice, where the moulding of a panel had warped or started a little on the other side.
The movie was entertaining from start to finish.
I started from my sleep with horror.
Jones has been a substitute before, but made his first start for the team last Sunday.
The rain started at 9:00.