kaldırılmak

listen to the pronunciation of kaldırılmak
التركية - الإنجليزية
slang to be swiped, be made off with, be stolen
(for a weight) to be borne, be supported
to be abrogated, cease to be in effect
go
kaldır
uninstall
kaldır
cock up
kaldır
{f} removed

There is a blank space in front of the first letter of this sentence that should be removed. - Bu cümlenin ilk harfinin başında kaldırılması gereken bir boşluk var.

Poverty is not an accident. Like slavery and apartheid, it is man-made and can be removed by the actions of human beings. - Yoksulluk tesadüf değildir. Kölelik ve apartheid gibi insan ürünüdür ve insan etkinlikleriyle ortadan kaldırılabilir.

kaldır
deinstall
kaldır
(Bilgisayar) dismount
kaldır
(Bilgisayar) remove

She removed the dishes from the table. - Bulaşıkları masadan kaldırdı.

We removed the old furniture. - Eski mobilyayı kaldırdık.

kaldır
(Bilgisayar) unmount
kaldırılma
{i} heaving
kaldır
{f} lift

He wouldn't even lift a finger. - Bir parmağını bile kaldırmazdı.

He hurt his arm lifting so much weight. - Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.

kaldır
raise up
kaldır
{f} lifting

Tom is lifting weights. - Tom ağırlık kaldırıyor.

He hurt his arm lifting so much weight. - Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.

kaldır
{f} cock
acile kaldırılmak
(Tıp, İlaç) to be taken to emergency roomtake patient to ER
hastaneye kaldırılmak
be taken to the hospital
kaldır
hoick
kaldır
uncheck
kaldır
upheave
kaldır
(Biyoloji) erect
kaldır
raiseup
kaldır
hoicks
kaldır
unchecked
kaldırılma
cancellation
kaldırılma
abolition

The abolition of slavery in Europe eventually reached America. - Avrupa'da köleliğin kaldırılması, sonunda Amerika'ya ulaştı.

He was not an abolitionist. - O, köleliğin kaldırılmasından yana biri değildi.

kaldırılma
(Hukuk) elimination, abolition
التركية - التركية
Kaldırma işi yapılmak
lağvedilmek
lağvolmak
kaldırılma
Kaldırılmak işi