kaldırılmak

listen to the pronunciation of kaldırılmak
Турецкий язык - Английский Язык
slang to be swiped, be made off with, be stolen
(for a weight) to be borne, be supported
to be abrogated, cease to be in effect
go
kaldır
uninstall
kaldır
cock up
kaldır
{f} removed

We removed the old furniture. - Eski mobilyayı kaldırdık.

She removed the dishes from the table. - Bulaşıkları masadan kaldırdı.

kaldır
deinstall
kaldır
(Bilgisayar) dismount
kaldır
(Bilgisayar) remove

We removed the old furniture. - Eski mobilyayı kaldırdık.

There is a blank space in front of the first letter of this sentence that should be removed. - Bu cümlenin ilk harfinin başında kaldırılması gereken bir boşluk var.

kaldır
(Bilgisayar) unmount
kaldırılma
{i} heaving
kaldır
{f} lift

The policeman lifted the box carefully. - Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.

He wouldn't even lift a finger. - Bir parmağını bile kaldırmazdı.

kaldır
raise up
kaldır
{f} lifting

When you're about to have exams, lifting weights really does relieve stress, and it's also good for your mind and body. - Sınavlarınız olduğu zaman, ağırlık kaldırmak gerçekten stresi azaltır, ve bu zihniniz ve bedeniniz için de iyidir.

He hurt his arm lifting so much weight. - Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.

kaldır
{f} cock
acile kaldırılmak
(Tıp, İlaç) to be taken to emergency roomtake patient to ER
hastaneye kaldırılmak
be taken to the hospital
kaldır
hoick
kaldır
uncheck
kaldır
upheave
kaldır
(Biyoloji) erect
kaldır
raiseup
kaldır
hoicks
kaldır
unchecked
kaldırılma
cancellation
kaldırılma
abolition

The abolition of slavery in Europe eventually reached the American continent. - Avrupa'da köleliğin kaldırılması, sonunda Amerikan anakarasına ulaştı.

He was not an abolitionist. - O, köleliğin kaldırılmasından yana biri değildi.

kaldırılma
(Hukuk) elimination, abolition
Турецкий язык - Турецкий язык
Kaldırma işi yapılmak
lağvedilmek
lağvolmak
kaldırılma
Kaldırılmak işi