zivilrechtliches delikt

listen to the pronunciation of zivilrechtliches delikt
İngilizce - Türkçe

zivilrechtliches delikt teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

wrong
yanlış

Ebeveynler çocuklarına yalan söylemenin yanlış bir şey olduğunu öğretirler. - Parents teach their children that it's wrong to lie.

O bana hırsızlığın ne kadar yanlış bir şey olduğunu anlattı. - She told me how it was wrong to steal.

wrong
{i} haksızlık

Ona haksızlık ettiğimi düşünüyor. - She thinks that I wronged her.

Ben sana ne zaman haksızlık ettim? - When have I ever wronged you?

wrong
{i} yanlış yol

Yanlış yola girmiş olmalıyız. - We must've taken the wrong road.

Yanlış yolda gidiyorsunuz. - You're going the wrong way.

wrong
(Askeri) HATALI; YANLIŞ: "Son yayınınız hatalıydı; bunun doğru şekli ---dır" anlamına gelen bir ön kelime
civil wrong
(Kanun) haksızlık
civil wrong
(Kanun) haksız muamele
civil wrong
(Kanun) haksız fiil
wrong
yalancı
wrong
sakıncalı
wrong
kötülük etmek
wrong
gerçeğe uymayan
wrong
haksızlık etmek

Bizi ona haksızlık etmekle suçladı. - He accused us of wronging him.

wrong
ters

O kazağını ters yüz giydi. - He put on his sweater wrong side out.

Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir. - Many people think that sponge cake is difficult to bake, but if you use enough eggs, nothing can really go wrong.

wrong
ahlakdışı
wrong
{s} 1. yanlış, gerçeğe uymayan: He gave the wrong answer. Yanlış cevap verdi. We're on the wrong road. Yanlış yoldayız. We boarded the wrong
wrong
{s} uygunsuz
wrong
kusur

Kusura bakmayın ama, anlattıklarınızın hiçbir önemi yok. - Don't take this the wrong way, but what you have related doesn't matter.

Onda fiziksel olarak hiçbir kusur yok. - There's nothing physically wrong with him.

wrong
fena surette
wrong
{f} günahına girmek
wrong
zulüm
Almanca - İngilizce
wrong
civil wrong
zivilrechtliches Delikt (Zivilrecht)
tort (civil law)