Don't swallow that slick propaganda.
- Bu kaygan propagandayı yutma.
I had to swallow my pride.
- Gururumu yutmak zorunda kaldım.
The closure of the factory was a tough pill to swallow to the town's residents.
- Fabrikanın kapatılması şehrin sakinlerine yutmak için zor bir hap oldu.
These pills are hard to swallow.
- Bu hapları yutmak zor.
The ATM swallowed the credit card.
- ATM, kredi kartını yuttu.
The snake swallowed a frog.
- Yılan bir kurbağayı yuttu.
The snake is swallowing an egg.
- Yılan bir yumurta yutuyor.
Are you having any difficulty swallowing?
- Herhangi bir yutma güçlüğü yaşıyor musunuz?
Mary gulped down a tall glass of orange juice.
- Mary büyük bir bardak portakal suyunu yutuverdi.
Tom downed his whiskey in one gulp.
- Tom bir yutuşta viskisini mideye indirdi.