There is a shopping district underground.
- Yer altında alışveriş bölgesi var.
In Dutch folklore, kabouters are tiny people who live underground.
- Hollanda halk biliminde kabouterler yer altında yaşayan minik insanlardır.
The resistance movement has gone underground.
- Direniş hareketi yeraltına indi.
They dug miles of underground tunnels to resist the enemy attack.
- Onlar düşman saldırısına karşı koymak için millerce yeraltı tünelleri kazdılar.