At this point, it's just a war of attrition. Only those who are patient can survive.
- Bu noktada, bu sadece bir yıpranma savaşı. Sadece sabırlı olanlar hayatta kalabilirler.
That extension cord looks dangerous to me. You see where it's frayed there?
- Bu uzatma kablosu bana tehlikeli gibi görüyor. Nereden yıprandığını görüyor musun?
The cuffs of his suit jacket are badly frayed.
- Onun ceketinin manşetleri kötü yıpranmış.
The cuffs of his suit jacket are badly frayed.
- Onun ceketinin manşetleri kötü yıpranmış.
That extension cord looks dangerous to me. You see where it's frayed there?
- Bu uzatma kablosu bana tehlikeli gibi görüyor. Nereden yıprandığını görüyor musun?
The warranty doesn't cover normal wear and tear.
- Garanti normal aşınma ve yıpranmayı içermemektedir.