Seninki gibi aynı gömleği aldım.
- I bought the same shirt as yours.
Seninki de fena değil.
- Yours is not bad, either.
Kendini benim yerime koy.
- Put yourself in my place.
Benim köpeğim neredeyse boyunuzun yarısı kadar.
- My dog is almost half the size of yours.
O, senin bir arkadaşın mı?
- Is he a friend of yours?
Benim görüşüm seninkine benzer.
- My opinion is similar to yours.
O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
- In that respect, my opinion differs from yours.
Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.
- Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.
- Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
Sizinkinin şeklinde bir ceket istiyorum.
- I want a jacket shaped like yours.
Bir kaleme ihtiyacım var. Sizinkilerden birini kullanabilir miyim?
- I need a pencil. Can I use one of yours?
Bizim çocuklar okulda; sizinkiler nerede?
- Our children are at school; where are yours?
Bunlar benim çoraplarım mı yoksa seninkiler mi?
- Are these my socks or yours?
Benim zevklerim seninkilerden oldukça farklı.
- My tastes differ greatly from yours.
Yours sincerely, Yours faithfully, Yours, Sincerely yours.