Tom devamlı olarak pasta yiyor.
 - Tom continually eats cake.
Peter sürekli annesiyle telefon görüşmesi yapıyor.
 - Peter is continually making phone calls to his mother.
İnsanlar, bunun farkında olsun veya olmasın, sürekli mutluluk ararlar.
 - Human beings, whether they realise it or not, continually seek happiness.
Solucan gübresi sürekli olarak toprağı zenginleştirir.
 - Worm castings continually enrich the soil.
Ben sürekli olarak pazara giderim.
 - I continually go to the market.
Tom devamlı olarak pasta yiyor.
 - Tom continually eats cake.