Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
 - Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.
Saatlik ücretin ne kadar?
 - How much is your hourly pay?
Bugün senin öğle yemeğin için parayı ben ödeyeceğim.
 - I'll pay the money for your lunch today.
Onun için ne kadar ödedin?
 - How much did you pay for him?
İlk maaşın ile ne yapacaksın?
 - What are you going to do with your first pay?
Tom ona ödediğimiz maaşı hak ediyor.
 - Tom deserves the salary we pay him.
Tom arabasını yanlış yere park ettiği için ceza ödemek zorunda kaldı.
 - Tom had to pay a fine because he parked in the wrong place.
Tom, Mary ile birlikte her çıkışında her zaman hesabı ödemek zorunda kalmaktan usandı.
 - Tom became tired of always having to pay the bill every time he went out with Mary.
Bir otel odasına dünya kadar para vermek istemiyorum.
 - I don't want to pay through the nose for a hotel room.
Bir dahaki sefere bunun bedelini ödersin!
 - Next time you'll pay for it!
Aşk için ödediğimiz bedel bu.
 - It's the price we pay for love.
O kadar fazla ödemeye param yetmez.
 - I cannot afford to pay so much.
Onun ödemesi gerektiğini iddia ettim.
 - I demanded that he should pay.