want of rest or repose; unquietness; sleeplessness; uneasiness; disquietude

İngilizce - Türkçe

want of rest or repose; unquietness; sleeplessness; uneasiness; disquietude teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

unrest

{i} huzursuzluk

Yabancı yatırımcılar bölgesel politik huzursuzluktan dolayı vazgeçti. - Foreign investors backed off because of regional political unrest.

Sürekli yükselen fiyatların bir sonucu olarak sosyal huzursuzluk çıkabilir. - Social unrest may come about as a result of the endless rising of prices.

unrest

{i} karışıklık

unrest

{i} (ülkede/kuruluşta/örgütte) huzursuzluk, çalkantı

unrest

kargaşalık

unrest

çalkantı

unrest

kargaşa

Sivil kargaşa hiçbir yatışma işareti göstermiyor. - The civilian unrest is showing no signs of abating.

Irksal sorunlar genellikle sosyal kargaşa nedenidir. - Racial problems are often the cause of social unrest.

unrest

{i} tedirginlik, rahatsızlık

unrest

{i} rahatsızlık

İngilizce - İngilizce

want of rest or repose; unquietness; sleeplessness; uneasiness; disquietude teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

unrest

Heceleme

want of rest or repose; unquietness; sleeplessness; uneasiness; dis·qui·e·tude