walking, jogging or running but not in a vehicle or on the back of an animal teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- on foot
- tabanvayla
- on foot
- (Konuşma Dili) tabanvay
- on foot
- ayakta
- on foot
- yayan
O günlerde okula yayan giderdim.
-I went to school on foot in those days.
Ben okula her zaman yayan giderim.
-I always go to school on foot.
- on foot
- yürüyerek
Onlar yürüyerek büyük kıtayı geçtiler.
-They crossed the vast continent on foot.
Vienna'ya yürüyerek varmak ne kadar sürer?
-How long does it take to get to Vienna on foot?
- by foot
- yürüyerek
Buradan istasyona yürüyerek yarım saat.
-It's half an hour by foot from here to the station.
Erkek kardeşim otobüs beklemiyor, o yürüyerek gidiyor.
-My brother isn't waiting for the bus, he's going by foot.
- on foot
- ayağa kalkmış
- on foot
- yolunda
- on foot
- yaya olarak
İstasyona yaya olarak gitmek bir saatini alır.
-It takes you an hour to go to the station on foot.
Yaya olarak gitmek istemiyor musunuz?
-Don't you want to go on foot?
- on foot
- iyileşmiş
- on foot
- yaya
Tom okula yaya gider.
-Tom goes to school on foot.
John ofisine yaya gider.
-John goes to his office on foot.
- on foot
- ayaküstü
İlgili Terimler
walking, jogging or running but not in a vehicle or on the back of an animal teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- on foot
The pub's not far, let's go on foot.
- by foot
- by walking