vâsi̇'

listen to the pronunciation of vâsi̇'
İngilizce - Türkçe

vâsi̇' teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

vasi
(Tıp) Damar, damarla ilgili
vasi
(Tıp) Kanal, yol
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) (Vasia) Geniş, enli. Bol. Engin. Meydanlı
(Osmanlı Dönemi) Her ihtiyacı olana vergisi kâfi ve bol bol ihsan eden. İlmi cümle eşyayı muhit, rızkı bütün mahlukata şâmil ve rahmeti bütün şeyleri kaplamış olan Allah C.C
VASi
Bir yetimin veya akılca zayıf, hasta birinin malını yöneten kimse: "Garson, para kıymeti bilmediğim için bana karşı bir vasi tavrı takınıyor."- R. N. Güntekin. Ölen bir kimsenin vasiyetini yerine getirmekle yükümlü olan kimse
VASİ
(Osmanlı Dönemi) (Vesâyet. den) Bir ölünün vasiyetini yerine getirmeye me'mur edilen kimse. Bir yetimin veya akılca zayıf, hasta olan bir kimsenin malını idare eden kimse
VASİ
(Hukuk) Koruman; yasanın öngördüğü durumlarda,küçüklük ve hacir nedeniyle,bu tür kişilerin yararlarını korumak üzere,sulh yargıcı tarafından atanan kanuni temsilci
vasi
Geniş, engin
vasi
Bir yetimin ya da akılca hasta birinin malını yöneten kimse
vâsi
(Osmanlı Dönemi) geniş, bol, enli
İngilizce - İngilizce

vâsi̇' teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

vasi
signal lights at the sides of the runway which tell an aircraft about to land if it is on the correct approach course
vasi
visual approach slope indicator
vasi
Visual Approach Slope Indicator A series of lights using Fresnel lenses that cause them to change colors at different viewing angles, providing visual cues to pilots as to whether their aircraft is on the correct (or incorrect) vertical path for an approach to a runway
Türkçe - İngilizce

vâsi̇' teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

vasi
guardian

I need permission from your parents or guardian. - Ailen ya da vasinin iznine ihtiyacım var.

I'm Tom's legal guardian. - Ben Tom'un yasal vasisiyim.

vasi
administrator
vasi
guardian; executor; trustee
vasi
tutelary
vasi
executor (of an estate)
vasi
law

I had a consultation with a lawyer about my will. - Vasiyetim hakkında avukatımla istişarem var.

The lawyer drew up my will. - Avukat benim vasiyetimi düzenledi.

vasi
guardian (of a child, an incompetent person)
vasi
tutor
vasi
conservator
vasi
tutelar
vasi
custodian

I am Tom's custodian. - Ben Tom'un vasisiyim.

vâsi
broad, wide
vâsi
wide, broad, vast
kanuni vasi
(Fizik) legal guardian
ferci vasi avret
fer process avret guardian
birlikte vasi
(Kanun) joint guardian
kadın vasi
administratrix