uçuşan

listen to the pronunciation of uçuşan
Türkçe - İngilizce
flyaway
fuzzy
airborne
uçuş
flight

Lindbergh's solo nonstop transatlantic flight was a remarkable accomplishment. - Lindbergh'in tek başına sürekli transatlantik uçuşu kayda değer bir başarıydı.

Could you tell me where I can find the baggage for flight JL 123? - Uçuş JL 123 için bagajı nerede bulabileceğimi bana söyleyebilir misiniz?

uçuş
flying

If it hadn't been for Lindbergh's luck and his knowledge of flying, he could never have succeeded in crossing the Atlantic. - Lindbergh'in şansı ve uçuş bilgisi olmasaydı, Atlantiği geçmeyi asla başaramazdı.

There were a lot of annoying insects flying around. - Etrafta uçuşan bir sürü can sıkıcı böcekler vardı.

uçuşan bulut
wrack
uçuşan bulut
rack
uçuşan şey
wing
uçuş
{i} fly

If it hadn't been for Lindbergh's luck and his knowledge of flying, he could never have succeeded in crossing the Atlantic. - Lindbergh'in şansı ve uçuş bilgisi olmasaydı, Atlantiği geçmeyi asla başaramazdı.

There were a lot of annoying insects flying around. - Etrafta uçuşan bir sürü can sıkıcı böcekler vardı.

uçuş
cruising
uçuş
(Askeri) mission

NASA says three of 22 space missions that carried generators similar to Galileo's ended in accidents. - NASA Galileo'nunkine benzeyen jeneratörler taşıyan 22 uzay uçuşunun üçünün kazayla sonuçlandığını söylüyor.

uçuş
{f} waft
uçuş
flit
uçuş
trip
rüzgârla uçuşan
flyaway
uçuş
homing
uçuş
hop

I hope you enjoy your flight. - Umarım uçuşunu beğenirsin.

Hopefully they don't delay my flight like the others. - Umarım onlar diğerleri gibi uçuşumu geciktirmezler.

uçuş
volitation
uçuş
aviation
Türkçe - Türkçe

uçuşan teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Uçuş
pervaz
uçuş
Uçma işi veya biçimi: "Koca mermi bölüğün siperine doğru istikamet aldı, havadan onun uçuşunu takip eden gözler iri dairelerle açılmıştı."- F. R. Atay
uçuş
Uçmak işi veya biçimi