İki kez iki hap almama rağmen, baş ağrım hâlâ geçmedi.
- Although I had taken two pills two times, my headache did not go away.
Çoğu kişi dişlerini günde en az iki kez fırçalar.
- Most people brush their teeth at least two times a day.
İki kere ölç, bir kere kes.
- Measure twice, cut once!
Tom, Mary'yi bacağından iki kere vurdu.
- Tom shot Mary twice in the leg.
Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor.
- My brother eats twice as much as I do.
Gelirin, benimkinin yaklaşık iki katı kadar büyük.
- Your income is about twice as large as mine is.
Ben iki kez Mt. Fuji'ye tırmandım.
- I've climbed Mt. Fuji twice.
Komite ayda iki kez toplanır.
- The committee meets twice a month.
Bir şeyi yapmak için Tom'a iki defa söylemek zorunda değilsin.
- You don't have to tell Tom twice to do something.
Yıldız Savaşlarını iki defa izledim.
- I have seen Star Wars twice.
I only used it twice.
- I've only used this two times.
I promised to go over to Tom's twice a day to water his starts while he was away.
- I promised to go over to Tom's two times a day to water his starts while he was away.