to win a game as receiver

listen to the pronunciation of to win a game as receiver
İngilizce - Türkçe

to win a game as receiver teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

break
kırmak

Peter vazoyu kırmak niyetinde değildi. - Peter didn't intend to break the vase.

Kilidi kırmakta zorlanmadım. - I had no difficulty breaking the lock.

break
mola

Çalışmalarımda bir mola sırasında televizyon izledim. - I watched television during a break in my studies.

İşin yarısını yaptım ve şimdi bir mola verebilirim. - I've done half the work, and now I can take a break.

break
ortalık ağarmak
break
dağıtmak
break
(Bilgisayar) çık

Savaş çıksa ne yaparsın? - What would you do if war were to break out?

O, kahvaltıdan önce bir yürüyüşe çıktı. - He took a walk before breakfast.

break
şafak atmak
win a game
oyun almak
break
yıkmak

Bizim sosyal engelleri yıkmak için çok çalışmamız gerekmektedir. - We must work hard to break down social barriers.

break
kırılma

Bambu eğildi ama kırılmadı. - The bamboo bent but did not break.

Plastik kolayca kırılmaz. - Plastic does not break easily.

break
çözmek
break
çatlatmak
break
kırma

Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın. - If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage.

Lütfen bu vazoyu kırmamak için dikkatli ol. - Please be careful not to break this vase.

break
dizginlemek
break
bitmek
break
açmak
break
değişiklik
break
kesme bitir/kes
break
{f} batmak
break
sona erdirmek
break
kes,v.kır: n.aralık
break
parçalamak

Bir kazma sert zemin yüzeyleri parçalamak için kullanılan uzun saplı bir araçtır. - A pick is a long handled tool used for breaking up hard ground surfaces.

İngilizce - İngilizce
break
to win a game as receiver

    Heceleme

    to Win a game as re·cei·ver

    Türkçe nasıl söylenir

    tı wîn ı geym äz risivır

    Telaffuz

    /tə ˈwən ə ˈgām ˈaz rēˈsēvər/ /tə ˈwɪn ə ˈɡeɪm ˈæz riːˈsiːvɜr/