Biz bir arkadaşın cömertliğinden yararlanmamalıyız.
 - We should not take advantage of the generosity of a friend.
O,müzeyi ziyaret etme fırsatından yararlandı.
 - He took advantage of the opportunity to visit the museum.
O, benim üzerimde bir avantaja sahiptir.
 - She has an advantage over me.
Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.
 - Advances in science and technology and other areas of society in the last 100 years have brought to the quality of life both advantages and disadvantages.
O, kibarlığından faydalandı.
 - She took advantage of his kindness.
Daha fazla beklemenin hiçbir faydası olmadığını anladı.
 - He saw no advantage in waiting any longer.
John Bill'in zayıflığından istifade etti.
 - John took advantage of Bill's weakness.
Yürüyüşe çıkmak için tatilden istifade edelim.
 - Let's take advantage of the vacation to go on a hike.
Onlar birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için çok uğraştılar.
 - They tried very hard to gain an advantage over one another.
Ama ondan başka bir çıkarım vardı.
 - But I had another advantage in it.