Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.
 - She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm.
Kollarımın altında terledim.
 - I perspired under the arms.
O, bu günlerde onunla arasına mesafe koyuyor.
 - She keeps him at arm's length these days.
Tom yakın yatmıştı, kolunu Mary'nin etrafına koymuştu.
 - Tom snuggled in close, putting his arm around Mary.
Gemilerini silahlandırmak için izin istediler.
 - They asked for permission to arm their ships.
Ordu cephaneliğini düşmana bıraktı.
 - The army surrendered its arsenal to the enemy.
Bebek annesinin kucağında uykuya dalmıştı.
 - The baby was sound asleep in her mother's arms.
Silah ihracatı yasaklandı.
 - The export of arms was prohibited.
Silah ihracatı yasaklandı.
 - Arms export was prohibited.
Gemilerini silahlandırmak için izin istediler.
 - They asked for permission to arm their ships.