to fix firmly; to make fast; to secure, as by a knot, lock, bolt, etc

İngilizce - Türkçe

to fix firmly; to make fast; to secure, as by a knot, lock, bolt, etc teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

fasten

{f} bağlamak

fasten

{f} kilitlemek

fasten

He fastened his eyes onGözlerini ona dikti

{f} kopçalamak

{f} gözünü ayırmamak

{f} iliştirmek

{f} gözünü dikmek

açılmayacak surette kapamak

{f} sabitlemek

Emniyet kemerini bağla. - Fasten your seatbelt.

Emniyet kemerini bağla. - Fasten your seat belt.

fasten

fastening kapalı tutan şey

{f} bağlanmak

Gerdanlığının tokasını kapadı. - She fastened the clasp of her necklace.

fasten

{f} çengelle bağlamak, çengellemek

fasten

sü

Araba sürerken emniyet kemerini bağla. - Fasten your seat belt while driving.

Sürücü bize emniyet kemerlerimizi bağlamamızıı tavsiye etti. - The driver advised us to fasten our seat belts.

İngilizce - İngilizce

to fix firmly; to make fast; to secure, as by a knot, lock, bolt, etc teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı: fasten

to fix firmly; to make fast; to secure, as by a knot, lock, bolt, etc

Telaffuz

Resimler

Google Resimler

Bing Resimler

Geçmiş

to fix firmly; to make fast; to secure, ..

Favoriler

Online English Turkish and Multilingual Dictionary 20+ million words and idioms.

to fix firmly; to make fast; to secure, as by a knot, lock, bolt, etc

to fix firmly; to make fast; to secure, as by a knot, lock, bolt, etc teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

to fix firmly; to make fast; to secure, as by a knot, lock, bolt, etc teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

Telaffuz

Resimler