to feel as if the body part in question is being tickled

listen to the pronunciation of to feel as if the body part in question is being tickled
İngilizce - Türkçe

to feel as if the body part in question is being tickled teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

tickle
gıdıklamak
tickle
{f} gıdıklanmak
tickle
{i} gıdıklanma
tickle
{f} gıdıkla

Tom Mary'yi gıdıklamaya başladı. - Tom began to tickle Mary.

Kendini gıdıklayamazsın. - You can't tickle yourself.

tickle
gıdıklama

Tom Mary'yi gıdıklamaya başladı. - Tom began to tickle Mary.

Tom onu gıdıklamaya devam etti. - Tom continued to tickle her.

tickle
{f} eğlendirmek
tickle
{f} gıdıklamak: She tickled the baby's feet. Bebeğin ayaklarını gıdıkladı. That feather tickles. O tüy beni gıdıklıyor
tickle
{i} gıdık alma
tickle
{f} güldürmek
İngilizce - İngilizce
tickle

My nose tickles, and I'm going to sneeze!.

to feel as if the body part in question is being tickled

    Heceleme

    to feel as if the bo·dy part in ques·tion I·s be·ing tickled

    Türkçe nasıl söylenir

    tı fil äz îf dhi bädi pärt în kwesçın îz biîng tîkıld

    Telaffuz

    /tə ˈfēl ˈaz əf ᴛʜē ˈbädē ˈpärt ən ˈkwesʧən əz ˈbēəɴɢ ˈtəkəld/ /tə ˈfiːl ˈæz ɪf ðiː ˈbɑːdiː ˈpɑːrt ɪn ˈkwɛsʧən ɪz ˈbiːɪŋ ˈtɪkəld/