Ben çok voleybol oynarım.
- I play volleyball a lot.
Mike voleybol takımının bir üyesi değildir.
- Mike is not a member of the volleyball team.
Düşman bize yaylım ateşi açtı.
- The enemy fired a volley of shots at us.
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
- She promised her father to be in time for lunch.
Planında olmak istiyorum.
- I want to be in your plan.