Teşvik paketi ağır biçimde eleştirildi.
- The stimulus package was heavily criticised.
Onlar ağır silahlı mıydı?
- Were they heavily armed?
Yola koyulamadılar çünkü çok kar yağdı.
- They could not set out because it snowed heavily.
Dün çok yağmur yağdı.
- It rained heavily yesterday.
Tom aşırı derecede nefes alıyordu.
- Tom was breathing heavily.
Aşırı derecede yağmur yağıyor.
- It is raining heavily.
Ağır şekilde sakinleşmiştim.
- I was heavily sedated.
Bina yangında ağır şekilde hasar gördü.
- The building was heavily damaged by fire.
Ne kadar şiddetle kar yağarsa yağsın gitmek zorundayım.
- No matter how heavily it snows, I have to leave.
Otobüs yukarı ve aşağı şiddetle sarstı.
- The bus rocked heavily up and down.
heavily tattooed.