Tuz, yemek pişirmek için gereklidir.
- Salt is necessary for cooking.
Jack bizim için yemek pişirmekle meşgul.
- Jack is busy cooking for us.
Tom'un canı yemek pişirmek istemiyor.
- Tom doesn't feel like cooking.
Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
- My mother is busy cooking dinner.
Korkarım ki iyi bir aşçı değilim.
- I'm afraid I'm not much of a cook.
Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.
- The cook prepares different dishes every day.
Yemek yapmak, örgü örmek, bahçıvanlık, pul toplamak ve benzeri birçok hobileri vardır.
- She has many hobbies, cooking, knitting, gardening, collecting stamps, and so on.
Ben yemek yapmaktan ve okumaktan hoşlanırım.
- I like cooking and reading.
Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
- Mother is busy cooking the dinner.
Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
- My mother is busy cooking dinner.
Pencereden dışarı bir şeyler atmak yasaktır.
- It is forbidden to throw things out of the window.
Bunu atmak istemiyorum.
- I don't want to throw this away.
... AND THROW IN SOME OF THOSE GLOW-IN-THE-DARK STRAWS. ...
... And so they throw chairs on the court. ...