the strikes of the bell which mark the time; or the time so designated

listen to the pronunciation of the strikes of the bell which mark the time; or the time so designated
İngilizce - Türkçe

the strikes of the bell which mark the time; or the time so designated teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

bell
zil

Ben zilin çaldığını duydum. - I heard the bell ring.

Beni istediğiniz zaman zili çalın. - Ring the bell when you want me.

bell
çan

Tom uzaktaki tapınak çanını duydu. - Tom heard the temple bell in the distance.

Turnalar yuvalarını kilisenin çan kulelerine yapmaya eğilimliler. - The cranes tend to make their nests in the bell towers of churches.

bell
{i} çıngırdak
bell
(Otomotiv) vantilatör kayışı
bell
taç yapraklar
bell
muf
bell
bağırmak (geyik vb.)
bell
sıngırak
bell
{i} sütun başlığı gövdesi
bell
bağırmak çan şekline girmek
bell
böğürmek
bell
böğürme
bell
{i} çan, kampana; zil, çıngırak
bell
bell the cat tehlikeli bir işi başarmak
bell
{i} taçyapraklar
bell
{i} dalgıç hücresi
bell
çan şeklinde herhangi bir şey
bell
çıngırak veya zil takmak
bell
{i} korol
bell
tehlikeye atıl
İngilizce - İngilizce
bell
the strikes of the bell which mark the time; or the time so designated