the fruit or strobile of the coniferæ, as of the pine, fir, cedar, and cypress

listen to the pronunciation of the fruit or strobile of the coniferæ, as of the pine, fir, cedar, and cypress
İngilizce - Türkçe

the fruit or strobile of the coniferæ, as of the pine, fir, cedar, and cypress teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

cone
{i} koni

Bana bir koninin tanımını verebilir misiniz? - Can you give me the definition of a cone?

Martı Tom'un dondurma konisini çaldı. - The seagull stole Tom's ice cream cone.

cone
külah

Sanırım bir külah daha dondurma yiyeceğim. - I think I will have one more ice cream cone.

Sanırım bir külah daha dondurma yiyeceğim. - I think I'll have one more ice cream cone.

cone
{i} (Botanik) kozalak, kozak
cone
koni  
cone
(Geometri) mak koni biçiminde makara
cone
makaraya sarmak
cone
dondurma külahı
cone
(Tıp) kone
cone
(Anatomi) Gözün retina tabakasındaki ışığa duyarlı hücre tipi
cone
(Tıp, İlaç) Renkleri algılamamıza yarayan göz hücrelerine verilen ad
cone
{i} mak. koni biçiminde makara
cone
{i} huni
cone
koza

Çam fıstığı çam kozalaklarından gelir. - Pine nuts come from pine cones.

Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar. - The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.

cone
koni,v.konik şekli ver: n.koni
cone
{i} (Geometri) koni
cone
{i} volkanik zirve
cone
(Tekstil) 1. koni 2. konik bobin, konik çapraz bobin
cone
ice cream cone dondurma külâhı
cone
{i} kozalak

Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar. - The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.

Çam fıstığı çam kozalaklarından gelir. - Pine nuts come from pine cones.

İngilizce - İngilizce
cone
the fruit or strobile of the coniferæ, as of the pine, fir, cedar, and cypress