the first part of a day

listen to the pronunciation of the first part of a day
İngilizce - Türkçe

the first part of a day teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

morning
sabah

O her sabah koşmaya gider. - She goes running every morning.

Anne her zaman sabahları erken kalkar. - Mother always gets up early in the morning.

morning
morning performance matine
morning
sabah vakti
morning
morning sickness hamilelerde sabah
morning
başlama

Ertesi sabah erken başlamayı kararlaştırdık. - We agreed to start early the next morning.

Tom ve ben bir kuyu kazmaya başlamayı planlıyoruz. - Tom and I plan to start digging a well tomorrow morning.

morning
sabaha mahsus
morning
(sıfat) sabah
the first part
evvel
morn
sabah

O her sabah koşmaya gider. - She goes running every morning.

Her sabah yürüyüşe çıkarım. - I take a walk every morning.

The first of
birincileri
morn
{i} yarın

Yarın sabah altıda kalkmak zorunda kalacaksın. - You will have to get up at six tomorrow morning.

O bana yarın sabah onda varacağını söyleyen bir mektup gönderdi. - He sent me a letter saying that he'd arrive at ten tomorrow morning.

morn
siir sabah
morning
robdöşambr
morning
sinema veya tiyatronun gündüz seansı
morning
{i} başlangıç

Tom bu sabah geç bir başlangıç yaptı. - Tom got a late start this morning.

morning
morning gown sabahlık
morning
sabahleyin olan
morning
seher
morning
fecir tanrıçası
İngilizce - İngilizce
{n} morning
{n} morn
The first part
vaunt
the first part of a day

    Heceleme

    the first part of a Day

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi fırst pärt ıv ı dey

    Telaffuz

    /ᴛʜē ˈfərst ˈpärt əv ə ˈdā/ /ðiː ˈfɜrst ˈpɑːrt əv ə ˈdeɪ/