the activities involved in selling goods or services

listen to the pronunciation of the activities involved in selling goods or services
İngilizce - Türkçe

the activities involved in selling goods or services teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

sale
{i} ucuzluk
sale
satış

Sigara satışı yasaklanmalıdır. - The sale of cigarettes should be banned.

Dün, annemle birlikte indirimli satışa gittim ve bana bir elbise alması için onu kışkırtmayı sürdürdüm. - I went to a sale with my mother yesterday and kept hounding her to buy me a dress.

sale
sales clerk satış memuru
sale
satılış
sale
(isim) satış, satım, indirimli satış, ucuzluk, mezat, açık artırma ile satış, talep, sürüm
sale
istek

Tom Mary'nin fırın satışında yardım etmeye istekli olacağını farzediyor. - Tom assumes Mary will be willing to help with the bake sale.

İstek listendeki öğelerden biri satlıktır. - One of the items on your wish list is on sale.

sale
{f} sat

Uluslararası satışlarımız büyümeye, Toyo Computer adını dünya çapında iş dünyasına getirmeye devam ediyor. - Our international sales continue to grow, bringing the name of Toyo Computer into businesses world-wide.

O ekili alanın satışını büyük miktarda gerçekleştirdi. - He realized a large sum by the sale of the plantation.

sale
sürüm
sale
indirim

Japon dana eti dün indirimli idi. - Japanese beef was on sale yesterday.

Dün, annemle birlikte indirimli satışa gittim ve bana bir elbise alması için onu kışkırtmayı sürdürdüm. - I went to a sale with my mother yesterday and kept hounding her to buy me a dress.

sale
satım
sale
indirimli satış

O mağazada bir indirimli satış var. - There is a bargain sale at that store.

Tom indirimli satışlarda bir kamera aldı. - Tom bought a camera at a bargain sale.

sale
mezat
sale
revaç
sale
on sale satılık
sale
satış,v.sat: n.satış
sale
alışveriş
sale
{i} açık artırma ile satış
sale
put up for sale satılığa çıkarmak
sale
tezgâhtar

Dükkânda güzel bir tezgahtar bana hizmet etti. - A beautiful salesgirl waited on me in the shop.

O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti. - She concealed the fact that she used to be a salesgirl.

İngilizce - İngilizce
sale
sales

He's likable and motivated: perfect for a career in sales.

the activities involved in selling goods or services

    Heceleme

    the activities in·volved in sell·ing goods or ser·vic·es

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi äktîvıtiz învälvd în selîng gûdz ır sırvısız

    Telaffuz

    /ᴛʜē akˈtəvətēz ənˈvälvd ən ˈseləɴɢ ˈgo͝odz ər ˈsərvəsəz/ /ðiː ækˈtɪvətiːz ɪnˈvɑːlvd ɪn ˈsɛlɪŋ ˈɡʊdz ɜr ˈsɜrvəsəz/